ÜÇÜNCÜ KİŞİ YARARINA SÖZLEŞME

üçüncü kişi yararına sözleşme

1. Giriş

Türk Borçlar Kanunu’nun temel sözleşme hükümleri arasında yer alan “üçüncü kişi yararına sözleşme”, taraflar arasında yapılmış bir sözleşmenin, sözleşmeye taraf olmayan üçüncü kişinin lehine ifa edilecek bir edim yükümlülüğü öngörmesi bakımından önem taşır. MADDE 129’da yer alan düzenleme, sözleşmeyi kendi adına yapan kişinin, sözleşmeye üçüncü kişi yararına edim yükümlülüğü koydurması hâlinde, edimin doğrudan üçüncü kişiye ifa edilmesini talep edebilme hakkını güvence altına almaktadır. Böylece, üçüncü kişi veya ona halef olanlar da tarafların amacına ve örf ve âdete uygun olarak ifa talebinde bulunabilir; ancak bu talep, alacaklının borçluyu ibra edebilme veya borcun nitelik ve kapsamını değiştirme imkanını ortadan kaldırır.

Bu makalede, MADDE 129’un hukuki dayanakları, yorumları, uygulamadaki sorunları ve emsal karar örnekleri ışığında üç önemli başlık altında incelenmesi amaçlanmaktadır.

2. Hukuki Dayanak ve Sözleşmenin Niteliği

2.1. MADDE 129’un Metni ve Temel Özellikleri

MADDE 129, şu şekilde düzenlenmiştir:

MADDE 129 – Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilir. Üçüncü kişi veya üçüncü kişiye halef olanlar da, tarafların amacına veya örf ve âdete uygun düştüğü takdirde edimin ifasını isteyebilirler. Bu durumda, üçüncü kişi veya ona halef olanlar bu hakkı kullanmak istediklerini borçluya bildirdikten sonra, alacaklı borçluyu ibra edemeyeceği gibi, borcun nitelik ve kapsamını da değiştiremez.

Bu madde;

  • Edimin Teslim Yönünün üçüncü kişiye verilmesine olanak tanır,
  • Üçüncü kişinin sözleşmeye doğrudan ilişkin alacak hakkı kazanmasını temin eder,
  • Taraflar arasındaki sözleşmenin maddi ve hukuki dengesini koruyarak, borçlunun ibra edilebilme yetkisinin sınırlandırılmasını öngörür.

Böylece, sözleşme tarafları arasındaki anlaşmanın ötesinde, üçüncü kişi yararına düzenlenen sözleşmelerde, üçüncü kişi lehine doğrudan bir ifa talep hakkı meydana gelir.

2.2. Sözleşmenin Hukuki Niteliği

Öğretiye göre, üçüncü kişi yararına sözleşme; sözleşmenin asıl ediminin ifa yerinin ve niteliklerinin değiştirilmemesi gerekliliği ile de karakterize edilir. Üçüncü kişinin ifa talep hakkı, borçlunun ifa yükümlülüğünü değiştirme gücünü ortadan kaldırdığı için, alacaklının borçluyu ibra edebilme imkanını da sınırlamaktadır. Bu husus, tarafların amacının korunması açısından önem arz etmektedir.

Sözleşmenin hukuki yapısının incelenmesinde, özellikle “üçüncü kişi yararına” ibaresinin, üçüncü kişiye doğrudan alacak hakkı tanımaması (yani sözleşmede, üçüncü kişinin sadece ifa talep edebileceği, ancak sözleşmenin ana tarafı olmadığı) dikkate alınmalıdır. Böylece, üçüncü kişi yararına sözleşmeler; eksik üçüncü kişi yararı veya tam üçüncü kişi yararı gibi farklı alt kategorilere ayrılarak, uygulamadaki çeşitlilik ve yoruma açık noktalar oluşturmaktadır.

2.3. Örf, Âdet ve Uygulamadaki Yaklaşımlar

Türk hukukunda sözleşmelerin yorumunda örf ve âdetin yeri büyüktür. Üçüncü kişi yararına sözleşmelerde de, tarafların niyetinin yanı sıra örf ve âdet, edimin ifasının üçüncü kişiye yönlendirilip yönlendirilmemesinde belirleyici rol oynar. Uygulamada, mahkemeler; tarafların niyetini tespit ederken, benzer olaylara ilişkin emsal kararları göz önünde bulundurarak, sözleşmenin amacını ve kapsamını yorumlamaktadırlar.

Örneğin, Yargıtay’ın ilgili kararlarında (emsal kararlar) üçüncü kişi yararına sözleşmelerde, üçüncü kişinin ifa talebini bildirirken izlemesi gereken usul ve zaman dilimi gibi hususlar detaylandırılmıştır. Bu kararlar, uygulamada tarafların yükümlülüklerinin sınırlarını belirlemede yol gösterici niteliktedir.

Üst mahkeme kararlarında, “üçüncü kişi yararına sözleşme” kavramının, sözleşmenin asıl tarafları arasındaki ilişkinin niteliğini değiştirmediği, ancak üçüncü kişiye ifa talep hakkı tanıdığı ve bu hakkın, alacaklının ibra edebilme gücünü ortadan kaldırdığı vurgulanmıştır.

3. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Emsal Kararlar

3.1. Uygulamadaki Sorunlar

Uygulamada üçüncü kişi yararına sözleşmelerde sıklıkla karşılaşılan sorunlar şunlardır:

  • İfa Talebinin Zamanı: Üçüncü kişinin ifa talep hakkını ne zaman kullanabileceği konusunda yorum farklılıkları yaşanabilmektedir.
  • Bildirim Usulü: Üçüncü kişi veya ona halef olanların, ifa talebini borçluya nasıl ve hangi usulde bildirdikleri konusu, emsal kararlarla desteklenmektedir.
  • Borçun Nitelik ve Kapsamının Korunması: Alacaklının, borçluyu ibra edemeyeceği ifa talep haklarının kullanılması sırasında, borcun nitelik ve kapsamının değiştirilip değiştirilemeyeceği hususunda mahkeme uygulamaları tartışılmaktadır.

3.2. Emsal Karar Örnekleri

Mahkeme kararları, üçüncü kişi yararına sözleşmelerin yorumlanmasında önemli referans noktaları oluşturur. Aşağıdaki örnekler, konunun uygulamadaki önemine işaret etmektedir:

  • Örnek Karar 1: Yargıtay’ın bir kararında, üçüncü kişi yararına düzenlenen sözleşmede, üçüncü kişinin ifa talep hakkını kullanma süresinin, sözleşmenin taraflarının niyetine ve mevcut örf ve âdete uygun olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu karar, ifa talebinin zamanlaması hususunda yol gösterici olmuş ve benzer davalarda referans olarak kullanılmıştır.
  • Örnek Karar 2: Bir başka emsal kararda, mahkeme, sözleşmede yer alan “borcun nitelik ve kapsamının değiştirilmemesi” ilkesine vurgu yaparak, üçüncü kişi lehine yapılan ifa talebinin, alacaklının ifa edilebilirlik hakkını kısıtlayıcı nitelikte olduğu kararını vermiştir. Bu karar, MADDE 129’un yorumunda, alacaklının ibra edebilme imkanının sınırlanmasının önemini vurgulamıştır.

Bu tür emsal kararlar, uygulamada ortaya çıkan farklı yorumların giderilmesinde ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin korunmasında büyük rol oynamaktadır

3.3. Örnek Uygulama Alanları

Üçüncü kişi yararına sözleşmeler, çeşitli sözleşme türlerinde kendini gösterir. Örneğin:

  • Hayat Sigortası Sözleşmeleri: Sigorta poliçelerinde, sigortalı kişinin ölümü halinde, poliçe kapsamında üçüncü kişiler (örneğin, mirasçılar) lehine edim yükümlülüğü doğar. Bu durumda MADDE 129’un prensipleri, sigorta şirketinin doğrudan üçüncü kişiye ödemeyi yapabilme hakkını düzenler.
  • Kira Sözleşmeleri: Kiraya veren, sözleşmeye üçüncü kişi yararına belirli edim yükümlülükleri koyduğunda, üçüncü taraflar, sözleşmenin amacına uygun olarak ifa talep edebilirler.
  • Taşıma ve Lojistik Sözleşmeleri: Üçüncü kişinin, taşınacak malın ifasını doğrudan talep etme hakkı, taşımacılık sözleşmelerinde de görülebilir.

Bu örnekler, sözleşmenin pratik hayattaki uygulama alanlarını ve MADDE 129’un sunduğu koruyucu mekanizmayı gözler önüne sermektedir.

4. Tartışma ve Sonuç

Üçüncü kişi yararına sözleşmeler, sözleşme hukukunun esnek ve taraflar arasındaki niyetin korunmasına dayalı önemli bir alanıdır. MADDE 129, bu tür sözleşmelerde üçüncü kişinin ifa talep hakkını güvence altına alırken; aynı zamanda alacaklının, borçluyu ibra edebilme hakkının kullanılamayacağını ve borcun nitelik ile kapsamının korunacağını açıkça belirtir.

Uygulamada, mahkemeler, emsal kararlar ışığında, sözleşme taraflarının amacını, örf ve âdeti dikkate alarak yorum yapmış; üçüncü kişinin ifa talep hakkının kullanımı, bildirim usulü ve zamanlaması hususlarını titizlikle değerlendirmiştir. Böylece, sözleşmenin asıl dengesinin bozulmadan, üçüncü kişinin haklarının etkin bir şekilde korunması sağlanmıştır.

Sonuç olarak, MADDE 129’un düzenlemesi, hem taraflar arasındaki anlaşmanın sağlamlığını korumakta hem de üçüncü kişinin lehine doğrudan ifa hakkı tanıyarak, sözleşmenin sosyal ve ekonomik işlevini güçlendirmektedir. Bu bağlamda, emsal kararların ve uygulama örneklerinin sunduğu yol göstericilik, hukuk sistemimizde üçüncü kişi yararına sözleşmelerin yorum ve uygulamasında temel bir referans noktası olmaya devam etmektedir.

⚖️ Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Türk Borçlar Kanunu (TBK) kapsamında üçüncü kişi yararına sözleşmeler, sözleşme tarafları arasında yapılan düzenlemenin, üçüncü kişi lehine edim ifasını öngörmesi şeklinde tanımlanır.

TBK, bu sözleşme türünü özellikle MADDE 129’da düzenleyerek, sözleşmeyi kendi adına yapan kişinin, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini talep edebilme hakkını güvence altına alır. Bu düzenleme, üçüncü kişinin doğrudan yararlanabileceği ve ifa hakkını kullanabileceği sözleşme ilişkisini ortaya koyar.

TBK’nın üçüncü kişi yararına sözleşmeleri düzenleyen hükümleri kapsamında, şekil şartları sözleşmenin doğası ve ifa edilecek edimin niteliğine göre değişiklik gösterebilir.

Genel olarak, tarafların özgür iradesiyle yapılan sözleşmelerde şekil şartı aranmasa da, kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen veya resmi belgede yer alması gereken sözleşmelerde üçüncü kişi yararına düzenlenen sözleşmeler de yazılı şekle tabi olabilir.

Böylece, sözleşmenin içeriği, tarafların iradesi ve üçüncü kişinin korunması hususları, belirli şekil şartlarına bağlanarak güvence altına alınır.

“Eksik üçüncü kişi yararına sözleşme” terimi, taraflar arasında yapılan sözleşmenin üçüncü kişi lehine edim yükümlülüğünü içermesine rağmen, üçüncü kişinin bağımsız olarak alacak hakkı doğurmadığı durumları ifade eder.

Bu tür sözleşmelerde, üçüncü kişi yalnızca, sözleşme taraflarının ifa niyetine dayanarak belirli koşullar altında ifa talebinde bulunabilir.

Yani, üçüncü kişinin doğrudan sözleşmeden kaynaklanan bağımsız bir hak talep etme yetkisi mevcut değildir; sözleşmenin ifa edilebilirliğini esas alan ve tarafların aralarındaki ilişkinin bir parçası olarak yorumlanan bir düzenlemedir.

Bazı sözleşmelerde, üçüncü kişi, borcun ifasının gerçekleştirilmesinde aktif rol oynayabilir ve borcun ödenmesi hususunda edimin yerine getirilmesine katkıda bulunabilir.

Bu durumda, üçüncü kişinin yaptığı ödeme, asıl sözleşmede belirtilen edimin ifasını tamamlayıcı nitelik taşır.

Ancak, bu ödeme, sözleşmenin esas yükümlülüklerini değiştirmeden, borçlunun yerine getirmesi gereken edimin niteliğini koruyacak şekilde değerlendirilir.

Üçüncü kişinin ödeme yapması, sözleşmenin koruyucu düzenlemesinin bir parçası olarak, taraflar arasındaki dengeyi bozmayacak biçimde ele alınır.

Türk Borçlar Kanunu’nun 129. maddesi, üçüncü kişi yararına sözleşmenin temel dayanağını oluşturur.

Maddenin metninde, sözleşmeyi kendi adına yapan kişinin, sözleşmeye üçüncü kişi yararına edim yükümlülüğü koydurması hâlinde, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini talep edebilme hakkı tanınır.

Ayrıca, üçüncü kişi veya ona halef olanların, tarafların niyetine ve örf-âdet kurallarına uygun olarak ifa talep etme şartları öngörülmüştür.

MADDE 129; sözleşmenin tarafları arasındaki ilişkiyi korurken, üçüncü kişinin korunmasını ve ifa talep hakkının bağımsız bir şekilde kullanılabilmesini sağlayarak, sözleşmenin sosyal ve ekonomik işlevini güçlendirir.

Yargıtay, üçüncü kişi yararına sözleşmelerin yorumlanmasında ve uygulanmasında, özellikle ifa talebinin usulü, zamanlaması ve bildirim şartları hususlarına dikkat çekmiştir.

Örneğin, bazı Yargıtay kararlarında, üçüncü kişinin ifa talebini sözleşmenin taraflarının niyetine uygun olarak zamanında ve usulüne uygun bildirmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Bu tür kararlar, MADDE 129’un yorumunda alacaklının borçluyu ibra edebilme hakkının sınırlandırılması ve borcun nitelik ile kapsamının korunması prensibini pekiştirir.

Yargıtay’ın emsal kararları, uygulamada benzer olayların çözümünde yol gösterici nitelikte olup, üçüncü kişi yararına sözleşmelerin hukuki güvencesini artırmaktadır.

Üçüncü kişi yararına sözleşmeler, üçüncü kişiyi doğrudan koruyucu etkili nitelik taşır.

Sözleşme tarafları, üçüncü kişi lehine ifa edilecek edim yükümlülüğünü düzenleyerek, üçüncü kişinin bu edimin ifasını talep etme hakkını güvence altına alırlar.

Bu düzenleme, üçüncü kişinin ifa hakkını kullanması durumunda, alacaklının borçluyu ibra edemeyeceğini ve borcun nitelik ile kapsamının değiştirilemeyeceğini belirterek, üçüncü kişiye koruyucu bir etki sağlar.

Böylece, üçüncü kişi, sözleşmenin esas amacına uygun olarak, taraflar arasındaki sözleşmeden doğan yükümlülükleri teminat altına alır ve edimin yerine getirilmesi konusunda hukuki güvenceye kavuşur.

♦ İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımıza da Göz Atın

Hukuki konularda daha fazla bilgi edinmek ister misiniz?
Aşağıda sizin için derlediğimiz diğer makalelerimize de göz atmanızı öneririz.
Her biri özenle hazırlanmış bu içerikler, karşılaştığınız hukuki sorunlarda size yol gösterebilir.
Unutmayın, doğru bilgi doğru adımı atmanızı sağlar!

◊ Yazılarımıza ulaşmak için aşağıdaki bağlantıları kullanabilirsiniz:

Profesyonel Hukuki Destek İçin Bizimle İletişime Geçin

Bu süreçte hukuki destek almak, ayrıca dilekçenizi hazırlatmak veya süreci hızlandırmak için bizimle iletişime geçebilirsinizDeneyimli ekibimiz, tüm hukuki süreçlerde size yardımcı olmaya hazırdır.

Hemen bizimle iletişime geçin ve süreci profesyonelce yönetin!